Uzun bir aradan sonra klavyemin başındayım...
- astrolojininsirlari
- 7 Oca 2020
- 2 dakikada okunur
Konu önemli TÜRKİYE son dönemeçte...
1960 ihtilalin de henüz dunya ya gelmemiştim...
12 Mart 1971 Muhtırasın da ise 6 yaşında idim...
1982 referandumun da sandıkta görevli olup oy kullanamamıştım...Henüz 17 yaşında idim...
Şimdi düşünüyorum da belkide iyi ki oy kullanamamıştım.
1987 referandumun ve genel seçimlerde da sandık görevlisi idim...Ve ilk defa oy
kullanmıştım... 22 yaşındaydım...
(kızım 1 yaşın da )
Burası Türkiye akşam yatıp sabah hangi ruh durumu ile kalkacağınız belli olmaz...
1988 yılın da erken seçim için sandıktan Hayır çıktı... 23 yaşındaydım...
(oğlum yeni doğdu)
2007 yılında referandum yapıldı...42 yaşındaydım...
(kızım 21 oğlum 19 yaşın da)
2010 yılında referandum yapıldı...45 yaşındaydım...
(Kızım 24 oğlum 22 yaşında )
2017 yılında referandum yapılacak...52 yaşındaydım...
(Kızım 31 oğlum 29 yaşın da )
Ben nasıl bir anne ebeveyn isem inanıyorum ki sizler de birer anne ve ebeveynsiniz...
Ne söylemek istediğimi çok ta iyi anladığınızı düşünüyorum...
(bu gün 15 nisan 2017 ) yarın 16 nisan 2017 tarihi referandum oylaması yarım asırlık hayatım
da ilk defa ülkenin kaderi halkın kullanacağı oylar ile belirlenecek...
Neden ilk defa derseniz bu oylama tamamen ükle rejiminin değişmesi ve her şeyin tek bir
kişinin yetkisinde olmasını sağlayacak...
Yarım asıra 7 referandum ...
Bana göre 7 cisi hayli ülkeyi yerinden oynatacak biçimde bir referandum,tüm ülkeyi bir birine
düşüren,birinin Evet dediğine diğerinin Hayır demesinin altından ,vatan hainliğinden tutun da
,karısını ,kızını ganimet olarak gören ırz düşmanlarına kadar gergin bir Referandum...
Her yerde ve her platforum da Anayasa değişkliğindeki maddeler yerine şahıslar üzerinden
yapılan siyasi ataklar,suçlamalar,atıflar ve hakaret boyutundaki söylemler...
Bu ülkenin insanları bunu hak etmiyor.Yada hak ediyor... Bunu ilerleyen günlerde göreceğiz.
Artık bu konuda gerçekten sağlıklı bir yorum getirmekte zorlanıyorum.Benım ülkemde
kanunları ve kuralları belirleyecek anayasanın paldır küldür değişmesi değil, oturup
tartışılarak,ekonomistlerin,bürokratların,akademisyenlerin,siyasilerin ve halktan
temsilcilerin,sivil toplum örgütlerinin,meslek kuruluşlarının ve meslek odalarının bir araya
gelerek ortak payda da ,sağcı,solcu,kominist,ateist,lgbt li ,dinsiz,muhafazakar vs gibi ayrımlar
yapılmadan dayatmasız,tehdikar olmayan ortam da günlerce belki de aylarca konuşulup
hazırlanması gereken bir anayasa olmalı idi...
Bu coğrafyada yaşayan insanların kutuplaştırılması çok yanlış ve tek yanlı siyasi bir
oyundur...
Geçmişimizi unutmamalıyız.İyi ve kötü yanlarını değerlendirmeliyiz.Bunu yaparken
Mustafa Kemal Atatürk'ün ;
Bize emanet ettiği değerler başta olmak üzere;
bu topraklarda fabrikalar,hastahaneler,medreseler,kütüphaneler,koparatifler,camiler,tarım
arazileri,hayvancılık,tren yolları,deniz yolları,uçak fabrikaları ve daha sayamadığım bir çok,
var olma nedenimizin altın da imzası olduğunu unutmamalıyız...
.Ve bu gerçeği hiç bir şekilde yok sayılamayacağını da...
Yıkılan çiftlikler,yok edilen fabrikalar,yok sayılan değerler ,ne sizin nede getireceklerinizin
silebileceği bir güce sahiptir.
O kanımıza işlemiştir.Dünyanın kabul edip önünde saygı ile eğildiği,Kadınlara ilk seçilme ve
seçme hakkını veren ,dünya da ilk defa çocuklara Bayram armağan eden tek liderdir..
Yeryüzün de ondan sonra onun gibi bir lider gelmemiştir.Gelme ihtimalide yoktur...
Ayrıca Atatürk'ten sonra da imzası olanları yok sayamazsınız...
Seversiniz yada sevmezsiniz...
O yılların şartlarına ve dış dünyanın baskısına göre yapılmış devrimlerdir...
Geldiğimiz şu yıllarda ise yapılanları yıkılanlarla karşılaştırdığımız da yorumu sizlere
bırakıyorum...
Yarın sağduyumuzu ve sinirlerimizi kontrol ederek sandığa gidip ülkemiz için en hayırlı olanı
seçeceğiz...
17 Nisan 2017 Günü bu ülkenin hangi Ruh hali ile uyanacağı ise şimdilik meçhul...
Sevgiyle Kalın
Serpil Berat Tezgör
15/04/2017


Yorumlar