Çağla Çağlar ile Röportajım
- astrolojininsirlari
- 7 Oca 2020
- 6 dakikada okunur
Bu haftaki İlham Perisi köşemizin konuğu; hem numerolog hem de aktivist kimlikleriyle kadınların, çocukların ve gençlerin hayatına dokunan Serpil Berat Tezgör. Annesinden edindiği aktivist kimliğinin yanına, gittiği bir eğitimle tanıştığı numeroloji ile birlikte astrolojiye de ekleyerek insan hayatına dokunmaya çalışıyor Serpil Berat Tezgör.
Serpil Berat Tezgör kimdir?
52 yaşında iki çocuk annesi, İstanbul’da doğmuş, ( bunu söylemek istiyorum) annesi onu kırk beş yaşında dünyaya getirmiş bir kadındır. Çok değişik bir hayat tarzı var, çocukluğu değişik geçti, genç kızlığı değişik geçti, evlilik hayatı değişik geçti.
Annesi gönüllü hemşireydi. Sosyal sorumluluklarda o yıllardaki STK’larda aktifti, babası İstanbul Erkek Lisesi’nden terkti, o da çok sosyal biriydi. O anneyle babanın karması olan bir kadın.
Biz sizi numerolog olarak tanıdık, siz numeroloji ile nasıl tanıştınız?
Numerolojiyle 2015 yılında tanıştım. Aslında 2010 yılında ilk adım olan Serpil’i kullanmadığım için bir isim analizinde , kişisel gelişim eğitiminde, ilk ismimi kullanmadığım için hoca bana ilk ismimim ivme katacağını söylemişti. Ben de onun üzerinde ikinci ismimi kullanmaya başladım. Daha sonra 35 senelik esnaflık hayatım bittikten sonra numeroloji tekrar önüme geldi 2015 senesinde. Bir analiz sonrasında numerolojiyle ilgilenmeye başladım.
Fakat Türkiye’de numerolojiyle ilgili yeterli kaynak yok, numerolojiyle ilgili kitapları toplamaya başladım. Toplarken de insanları açmaya başladım. Açtıkça da keyifli oluyor, karşınızdaki kişinin kim olduğunu anlıyorsunuz, karşınızdaki insanın bu sene neler yapması gerektiğini anlıyorsunuz, öğreniyorsunuz. Bu gittikçe tarifsiz keyif vermeye başladı ve önüme gelen herkese açmaya başladım. Saplantı haline gelmeye başladı.
Bir yerde oturuyoruz arkadaşlarla, servis yapan çocuğun yaka ismini okuyorum başlıyorum onu açmaya derken bunu biraz profesyonelleştirmeye başladım. Yazılar yazmaya başladım, etrafımdakileri sentezlemeye başladım. Tabi 2015 bitti, astrolojiyle bunu birleştirmek istedim. Oğuzhan Ceyhan’dan astroloji eğitimi almaya başlamamla, işim daha keyifli olmaya başladı.
Benim şöyle sloganım var; astroloji gökyüzü numeroloji yeryüzü. İkisi birleştiğinde ortaya çok değişik bir tablo çıkıyor, özellikle gençlere yönelik çalışmak istiyorum. Gençlere ve annelere danışmanlık veriyorum.
Ne veriyor numeroloji . Eksik olan harflerden varlığın tıkanıklığını. 1 ile 9 arasında Pisagor’un düzenlemiş olduğu bir sistem numeroloji; 1 den 9 a kadar harfleri yerleştirmiş ve düzen kurmuş, bu modern numeroloji.
Numerolojiye sayı bilimi diyebilir miyiz?
Evet, net diyebiliriz. Rakamların üzerinden harflerin dağılımını isme yerleştiriyorsunuz ve bunu yorumluyorsunuz. Zaten önemli olan yorum, örneğe gelelim; 1 le 9 arasında iki sayısında, eğer harf eksiğiniz varsa bu iletişim, alma verme, anaçlık ,yedirme, besleme ve büyütmeye giriyor. İletişim, gökyüzüne baktığınızda Merkür’le bağlantılı bu güne kadar yapmış olduğum analizlerde işte workshoplarda, iki ile ilgili harflerin birçok kişide eksik olduğunu görüyorum. Belki de Türk toplumdaki iletişim eksikliği, kopukluğu bundan kaynaklı ama bunun için daha fazla insan açmam gerekiyor ve yüzde hesabı yapmam lazım.
Numeroloji insan hayatını etkiliyor mu, etkiliyorsa nasıl etkiliyor?
Tabi ki etkiliyor. Nasıl etkiliyor? Harflerin dağılımına baktığınız da 1 ben ego, insiyatif alma harfleri. 2 iletişim harfleri; 3 yönetmek, idare etmek, kendini ifade etmek. Bu üçünü örnek vereceğim şimdi. Bu 4,5,6,7.. diye gidiyor ama bunları değil sadece 3 harfle örnek vereceğim.
Ben diyebiliyorsun ve yönetme vasfın var. Ama iki de harf eksikse kendini ifade edemiyorsun. Ben deyip, kendini ifade edemediğinde bir kaos yaşıyorsun. Birçok kişi var böyle. Başka bir örnek vereyim. Ben diyebiliyorsun, çok iyi ifade edebiliyorsun ama yönetici vasıfların yok çünkü orada harf desteğin yok.
Peki bu desteği nasıl alabiliyoruz?
Şimdi yetişkin önce, biz ona ev ödevi diyoruz, o bölümle ilgili neleri eksik hayatında onu, ona gösteriyoruz. Yazılı veriyoruz. Kendi onu okuduğunda kendiyle özdeşleştiriyor. Kabul ediyor, kabulleniyor. Teslimiyet. Bankalar, kurumlar neden kişisel gelişim eğitim veriyor, bu açığı kapatmak için birçoğunda eksik var.
İnternette biraz araştırdığımızda, numerolojiyle kişiliğinizi öğrenin, öleceğiniz tarihi öğrenin gibi bir takım testler var, bunların doğruluğu nedir, bunlar neye dayanarak yazılıyor?
Numerolojiyle ilgili şimdi kötü bir hilaf söylemek istemiyorum. Piyasada çok iyi analiz yapanlar vardır, ben bilmiyorum. İsmi ayrı açıyorlar, doğum tarihini ayrı açıyorlar, açıyorlar diyorum ama ben açıyorum yoksa onlar o sayıya nasıl ulaşıyorlar açıkçası hiç incelemedim. Ama bazen bakıyorum. ‘’Kader sayın 5 , kader çıkışın 3…’’ Ben böyle bakmıyorum doğum tarihine bakıyorum.
İsim analizine de bir örnek vereyim. Geçenlerde televizyonda gördüm. Yaşlı bir amca isim analizi yapıyor. Doruk diye bir isim yazdı. ‘’Ortadaki r harfini de yuvarlak içine aldı bu r olmalı bu r olmazsa olmaz’’ dedi. Böyle bir şey yok yani r si olmayan isimler ne yapacak?
Işılay Gedik’in Beykent Tv’de Biz Bize programına katıldım. O programda da öncesinde Işılay Hanım dedi ki: ‘’ Serpil Hanım a harfi çok önemliymiş, baş harfi a harfi olmalı ya da içerisinde a harfi olmalıymış.’’ O zaman etraf Ayşe ,Ahmet, Ali’den geçilmez.
Varlık adıyla dünyaya gelir, onunla var olur. Ve doğum tarihi ile dünyaya gelir, doğum tarihi ile var olur. Doğum tarihine bütün bakmak gerekiyor. Gün, ay, yıl toplanacak. Kendi arasında sadeleşecek. Mesela 32 ye 5 im ben. 3, 2, 5 dünyaya gelme sebebim; liderlik yapmak. Dünyada gelişme sebebim; alma verme dengesini kurmak ve anaçlık yapmak. Nihai hedefim; özgürlük, yeni dinleri keşfetmek, yeni kültürleri keşfetmek, yeni felsefeleri keşfetmek ve bunlar arasında köprü olmak. Ben doğum tarihi açılımına böyle bakıyorum. İsme gelince Serpil Berat Tezgör, bütün harflerim var sadece 4’üm eksik; sevgi sabır idrak. 4’ün vermiş olduğu şey bu. Bu sene 4. yılımdayım, eksiğimi tamamlamaya çalışıyorum. Daha sabırlı oluyorum, daha sevecen oluyorum. Biliyorum eksiğimi, ödevimi çalışıyorum.
Peki herkes numerolog olabilir mi?
Herkes kendine göre numerolog olabilir. Ama ben artık mütevazi davranmayacağım benim yorumlarım çok güçlü, objektif bakış açım çok güçlü. Piyasada numeroloji ile ilgilenenler, ya doğum tarihine bakıyor ya isme bakıyor. Ben bütününe bakıyorum.
Siz astrolojiyle bakıyorsunuz.
Hem astrolojiyle bakıyorum, hem de numerolojiye bütünüyle bakıyorum.
Numerolog kimliğinizin yanı sıra aktivist kimliğinizin olduğunu da biliyoruz. Bir Arkadaşın Başına Gelmiş projesinde siz de yer aldınız. Bize projeden bahseder misiniz?
Evet, bu benim üçüncü kollektif kitabım, Bir Arkadaşın Başına Gelmiş cici 3 yazarın bunu düzenlemesiyle ortaya çıktı. Bu kitap benim için neden önemli? Çünkü kitabın geliri Kansersiz Yaşam Derneği’ne bağışlandı. Ve ben eşimi akciğer kanserinden kaybettim, o yüzden de benim için çok önemli. Biliyorum ki kanser hastaları çok zor durumdalar.
Kitabın geliri Ümraniye’deki onkoloji bölümüne gidecek. Kitabın içerisindeki en büyük özellik, yazarların yazmış olduğu hikâyelerin kime ait olduğu belli değil. Okumanızı tavsiye ederim. Bununla ilgili İzmir’de lansmanları oldu muhtemelen İstanbul’da da olacaktır. Ama içinde çok değişik, çok enteresan hikâyeler var, benim de bir hikayem var içerisinde ve bu hikaye gerçek bir hikaye. Benim yaşamış olduğum bir hikâye. Çocukluğumda yaşamış olduğum bir hikâye. Belki ilerleyen süreçte anlatırım.
Aktivist kimliğinizle, numerolog kimliğinizi bir araya getiriyor musunuz?
Tabii ki. Şimdi hem sokağı dinliyorum, hem sokağın havasını kokluyorum. Mesela en basitinden en son Fenerbahçe kongresi; hem kongre günü çocuklarla yoğurtçu parkındaydım, hem mazbata töreninde stattaydım. Kongre günü bir yazı yazmıştım, Aziz Yıldırım’ı, Ali Koç’u açtım. Yüzeysel açtım, sandık numaralarını değerlendirdim, bu seneki müfredatlarını değerlendirdim. Ve nihai sonucu ben seçimden önce yazdım. Seçim boyunca da çok gergindi etraftaki insanlar, ben çok rahattım. Bana hep şey dediler, neden bu kadar rahatsın? Çünkü sonucu biliyorum dedim. Tabii ki yanılma payım var bunun altını çizeyim.
İnsanlar bunu fal gibi gelecekten gelen bir şey gibi algılamasınlar. Ama bu bir matematik. İnsanların yaşam şekillerini de iyi incelerseniz, tutma olasılığı, matematiksel olarak denk gelme olasılığı çok yüksek. Ali Koç’un, kullandığı sandık, 3 numarayı veriyordu yani sahne zamanını. Ali Koç bu sene 8. Yılını sürüyor. 8 demek finansta kendini büyütmek, liderlik yapmak, girişimci ruhunu ön plana çıkartmak. Şimdi almış olduğu takımını büyütecek, finansal olarak da büyütecek, girişimci olarak da büyütecek, çok örtüşüyordu. Aziz Yıldırım’a baktığımızda; altıncı yılı, çocuklarına, evine zaman ayırması gerekiyordu. Ali Bey Fenerbahçe’nin başına geçti. Aziz Bey de torunlarıyla evine geri döndü.
Seçimle ilgili bir açılım yapacak mısınız?
Tabii ki yapacağım, biraz böyle not aldım. Çalışıyorum üzerinde. Her gece üç lideri dinliyorum. Değerlendirmeye çalışıyorum. Şimdi diyeceksiniz numerolojiyle bunları değerlendirmenin ne alakası var. Onların yaşamış olduğu sürece bakmam gerekiyor. Neler yaşadılar? O yıllara göre değerlendirmem gerekiyor. İşte tam tutulmaya mı denk geliyor, yarı zamanlı tutulmaya mı denk geliyor astrolojik olarak? Haritalarına şöyle bir göz ucu bakmam gerekiyor.
Ondan sonra da seçimin yapıldığı gün, 24 bize altıyı veriyor. Ailemizi ve evimizi ilgilendiriyor. Size bir ipucu vereyim ama altı (aynı zamanda bazı kişilerin yıllarına da bakmam lazım), evlerine geri dönmeleri gerektiği mesajını da verebilir. Bu yüzden önemli. İkinci turu değerlendirmem gerek. 8 ülke için bolluk ve bereket, benim yorumumla, finans anlamında büyüme ve çoğalma ya da tam tersi daralma ve sıkışma. Çünkü 8 her ikisini de veriyor. Çoğalmayı da daralmayı da bunu iyi sentezlemek ve yorumlamak gerekiyor.
Peki kadınların yılı ne zaman olacak?
Son beş yıldır, zaten kadınların yılı. Ve artarak yükselerek, yukarıya doğru çıkarak ivme kazandı. Arap ülkerine baktığınızda; işte şuan da İran’da Beyaz Çarşamba diye bir hareket var. Bu kadınlar her çarşamba başlarını açarak eylem yapıyorlar. Şimdi adayların arasında bir kadın var. Ülkede kadınla ilgili devinim başladı. Tabi burada bize de çok iş düşüyor.
Türkiye’de kadınların yaşamına bakış açınız nasıl?
Türkiye’deki kadınları kaça ayıralım?
Genele bakarsak
Şimdi ben herkese bakabiliyorum. Benim etrafımda okuma yazması olmayan kadınlar da var, ki diyeceksiniz hala var mı? evet hala var, hem de İstanbul da. Kabullenmiş teslim olmuş kadınlar var, aşırı uç mücadele eden, reddeden kadınlar var. Bir de ortayı bulmaya çalışan kadınlar var. Ben ortayı bulanlardan yanayım. Şöyle ki, her kadına alabileceği kadar gitmek gerekiyor. Bir kadının duvarlarını yıkabilmek ya da bir kadının bakış açısını değiştirmek öyle kolay değil. Ama minimal şekilde yukarıya çekmek, sosyalleştirmek, kadına statü kazandırmak, ben de varım diyebilmesi için, ben de içinizdeyim diyebilmesi için, çalışmak lazım. Hadi bir tüyo vereyim size. Bir projenin üzerinde çalışıyoruz kadınları çok ilgilendiren bir proje, kadın temalı olacak ve ipucunun kilit noktasını, İstanbul’da çok orijinal yerlere, çok kilit yerlere baktığınızda göreceksiniz. Görsel olacak bu.
Ne zaman olacak?
Bunun çalışmalarına devam ediyoruz. Dosya çalışması ve altyapı çalışmaları devam ediyor.
Derneğinizle (DEYADER) birlikte mi yapıyorsunuz?
Evet, biraz ondan bahsedeyim. DEYADER Dünya Engelsiz Yaşam Derneği. Alt kimlikleri olan. Çocuk, hayvan hakları, kadın hakları insan hakları bir çok alt ayakları olan bir dernek. 2016 yılında kuruldu. Ben dernekle 14 Şubattan sonra tanıştım. Gönüllüsüyüm. Dernekçilik hakkında bilgi birikimimi, (yaklaşık 20 senelik bir bilgi birikimim var) onlarla paylaşmak istiyorum. Çünkü güzel şeyler yapıyorlar. Bir köy kuruyorlar Çanakkale’de büyük bir arazi üzerinde, bu köye hepimizin elimizin, parmağımızın değmesi gerekiyor. Ben şimdilik destek verme bölümündeyim, ufak tefek projelerim fikirlerim var. Onları oraya taşıyorum. Fikirlerimin orada kaybolmayacağı, bir ortam.


Yorumlar